30 Temmuz 2011 Cumartesi

Papucum Sıkıyor

   Aşk en güzel, en garip, en heyecanlı, en üzücü, en kırıcı, en kötü, en romantik, en alıngan, en hassas, en masum yeri yeri gelince en şeytani, en muzip, en haylaz, en ateşli duyguların harmanlanmasıyla oluşan süpersonik ya da berbat birşeydir.Hiç bir kelime tam olarak onu anlatamaz.Vücudumuzda oluşturduğu
etkiyse cok gariptir.Bir anda tüm bedeninde kanının cekildiğini, tüm vücudunun uyuştugunu, at koşturur gibi kalbın attıgını sanırım hepimiz biliyoruz.Bilmiyorsanız da en kısa zamanda yaşamanızı şiddetle ve ısrarla tavsiye ediyorum.

  Ben aşkı şöyle betimlemek istiyorum.Bence aşk ilk giyilen ayakkabı gibidir.Bir ayakkabı aldığımızda yeni birşey almanın verdiği sevinç oluşur.Onu giymek herkese göstermek istersiniz.Yenidir hayatınıza girecektir.Bir cok kıyafetinizi daha şık göstericektir.Sizi tamamlayacaktır.Aynı ayakkabının baskasında olmasını hiç istemezsiniz.Çünkü siz özel olmalısınız, o bir tek sizin olmalı.Herşeyi planlamışsınızdır.O kıyafetin altına o ayakkabı giyilip bir takım olacaktır.Yola cıkmışsınız ve herşey gayet güzeldir.
   Fakat 1-2 saat yürüdükten sonra ayakkabı ayağınıza vurmaya başlar.Canınızı acıtır, yakar.Ne yara bandı çaredir ne başka bir şey işte.O an sizi yolda bırakmıştır.Çünkü ayakkabı ayağa yabancıdır ona alışmaya çalışır.Ama ikinci giyişte öyle olmaz.Yer etmiştir bir yerlere.Tabi eğer kaliteliyse.Birde Çin malları var.İlk giyişte kopup gider çünkü dandiktir.Aman diyim onlardan uzak durun.

   İşte böyle.Aşkı herşeyle benzeştirebilirsiniz.Anlatmaya çalışırsınız.Ama aşkı en güzel yaşayanlar bilir.Onlar anlar...

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder